Yaşamı On Yıla Sığdıranlar (Çörtük İsmet / İsmet Öztürk) – Celal Özkan

 Çörtük İsmet’ten Devrimci Önderliğe 

İsmet Öztürk, Çörtük İsmet olarak başladığı, orta ölçekli bir ilçede ki kabadayılıktan devrimci önderliğe, kendini eviren ender devrimcilerden biridir! İsmet Öztürk, Çarşamba İlçesi’nin ileri gelenleriyle içli dışlı biri olarak yaşama atılıp Kurtuluş siyasetinin İsmet Ağbisi ve daha sonraları devrimci hareketlerin saygı duyduğu devrimci olarak bu dünyadan gitti!

Kazanılan paraların, nasıl bir hırsla birinden diğerine geçtiği orta karar kumarhane işleriyle yaşamını sürdürürken, bir sürü badirelerin oluşacağını bile bile, cesaretini daha da ileri aşamalara evirerek devrimci mücadeleyle ilişkilendikten sonra, sürekli okuyarak değişmenin simgesi olmuştur Çörtük İsmet! Kısacası yaşamın içinden gelen çelişkileri pratikte görerek, devrimci hareketlerin içine dalıp, herkesin saygı duyduğu özel önderlerden biri olabilmiştir!

Yaşamının başlangıcındaki farklıkları deneyim torbasına koyarak, çelişkileri yaşayıp öğrendiği için özel biridir! Devrimcilik yıllarında da her badireyi, deneyim torbasına atan ender devrimcilerdendir. 68’lere TİP’le başlayıp, Devrimci Gençlerle süren yoldan geçerek varmıştır. O tanışıklıklar sırasında, kumarhane olarak işlettiği yerde değişiklikler yapıp bir odasını okuma salonuna çevirdikten sonra kendisi de okuyarak, işin aslını kaynağından öğrenmeye çalışanlardandır. “Biz bu işe soyunmuşsak, biri bize bir şey sorduğunda, en azından mahcup olmamak için. Asıl mesele ise birilerine bir şeyleri anlatabilmek için işin aslını öğrenmemiz gerekliliğidir” diyerek, devrimcilikte tembelliğe yer olmadığını herkese örnekleyen biridir! Ayrıca, bir dönemin devrimci popülaritesine kapılarak, yalnızca sokaklarda vuruşmakla işin içinden çıkılamayacağını anlayıp anlatanlardan olmuştur. Yaşama başlayış biçimiyle o savaşım biçimine en uygun olanlardan birisi olmasına rağmen. Korkuyu hiçbir zaman aklına getirmeyen biri olarak her işe soyunan biri olmasına rağmen!

Böyle olunca da, Samsun’a yolu düşen her devrimcinin uğrak yeri ve güvenli limanı olmuştur, İsmet Öztürk ve yaşadığı Çarşamba. Mahirlerin şanlı yolunda ki mihenk taşıdır İsmet Öztürk. Güvenin ve direncin abidelerinden olmuştur savaşım içinde. Neyi varsa devrimci dayanışmaya sunarken, içeride ve dışarıda güvenin adresi olanlardır, 12 Mart Faşist Darbesi yıllarında.

Darbeye ve kapitalist barbarlığa karşı yürütülen kavgalar sırasında, birçok yenilmişlere rağmen, çok badireler atlatsa da dimdik ayakta kalarak dışarı çıkmış, yengi ve yenilgilerden ders çıkarmıştır. Ders çıkardığı içinse, bazıları gibi köşesine çekilip akıl hocalığına soyunma veya yakınmalar yerine, yeniden neler yapabiliriz diye mücadeleye atılan ender devrimcilerdendir!

Öyle olduğu için, birkaç dostuyla birlikte, Türkiye Devrimci Hareketinin sayılı politik örgütlerinden birinin, yani Kurtuluş Siyaseti’nin oluşmasına önemli katkıları olanların en başta gelenlerdendir.

Hep ders almıştır, saldırılardan. Her saldırıdan sonra nasıl savuşturulacağını konusunda yenilikler önerebilenlerdendir. Bu yeniliklerin hepsi yaşayarak öğrendiği yolun, bilimsel sosyalizm yoluna evrilmesinden başka bir şey değildir. Çünkü içinden çıkıp gelirken, doğru yanlış bir sürü evrelerden geçtiği yaşamının en başlangıcında İşçi Sınıfı bireyi olmak vardır. Bu durum her badireden sonra ona ayrıcalık sağlamıştır. Bu pratik ayrıcalığı, teorik çalışmalarıyla pekiştirince, her devrimcinin saygıyla selamladığı önderlik payesini hak edenlerin en önde gelenlerinden biri olmasını sağlamıştır!

Yaşadığı yıllarda birçok saldırılara göğüs gererken, tanıştığı üç darbenin birinin ne olduğunu sonradan anlamış, ikisinde ise her türlü saldırılara göğüs germeyi başarıp güçlenerek çıkmıştır darbe yıllarının ateş çemberlerinden! 12 Eylül Diktatörlüğünün saldırılarını içerde ve dışarda devrimcilere yakışır bir şekilde savuşturup ders çıkarmayı bilenlerdendir aynı zamanda. Yapılan doğrular kadar, yanlışları dile getirmekten çekinmeyen biridir. Doğruları ve yanlışları deneyimleyerek yeni yollara yollanmanın daha doğru olacağını savunup onun için savaşım veren önder devrimcilerdendir.

İsmet Öztürk, yaşamını devrimci mücadeleye adayıp, bir devrimci nasıl yaşaması gerekirse öyle yaşamaya çalışırken, örnek teşkil eden bireysel fakat her devrimciye ders niteliğinde özellikler de bırakarak gidenlerdendir. Günümüzde birçok devrimcinin, cenazeleri şanlı camilerden kalkarken, o cenazesini bilime adayıp, bedenini üniversiteye kadavra olarak vererek söylediği gibi yaşayıp ölmesini bilen biridir, aynı zamanda!

İsmet Öztürk bu dünyadan giderken “komünistler, gerçekten komünist iseler, İşçi Sınıfının desteğini almak için değil; İşçi Sınıfının devrimi yapıp sosyalizmi kurması için, önce kendileri örgütlenir ve yöntemlerini kavramak için çalışırlar. Bunu da, daha önceleri belirttiğim gibi günlük mücadelelerin en önünde savaşarak, propaganda ve ajitasyonlarını buna yönelik yaparlar” sözlerini miras bırakmıştır!

Devamla, “tarih o anlamda, ölülerin yaşayanlara pusula sunmasıdır. O yalnız doğruları değil, yanlışları da; kahramanlıkları değil, hainleri de derslerinde öğretir. Yaşayanların görevi, ölmüş olanların doğruların sahiplenip, yanlışlarını yok saymak veya yanı başlarında gözyaşı dökmek değil; onlardan gerekli ve mümkün olduğunca yeterli dersi çıkarıp yoluna devam etmektir. Mücadeleler de hem doğrular hem yanlışlar yapılır ve birçok kez elverişsiz koşullarda mücadele etmek zorunda kalınır. Marx’ın veciz sözüyle: ‘Mücadeleye ancak mutlak suretle elverişli koşullar altında atılmak gerekseydi, tarih yazmak kuşkusuz çok kolay olurdu’ sözünü anımsatmak isterim” diyebilen az sayıda devrimcilerdendir Çörtük İsmet!

İsmet Öztürk gibi yaşamını bir uçtan diğer uca eviren devrimciler çok azdır, ülke ve dünya ölçeğinde! Cesareti bilgiyle taçlandıran az sayıda devrimcilerden! Her türlü olanaksızlıklardan, tam da bireysel olanakları kazanmak üzereyken, en badireli yollara sapıp hiç vazgeçmeyen kaç insan sayarız yaşadığımız ülkede ve dünya ölçeğinde? Yaşamsal ve örgütsel tüm riskleri göze alarak bildiği doğruları, uluorta söyleyecek kaç kişi bulunabilir ki? Söylediği gibi yaşayan kaç kişi?!

Onun için İsmet Öztürk, yani namı diyar Çörtük İsmet’i iyi tahlil edip, anlayıp saygıyla anmak lazım. Onun içinse, okullar devirmiş bir yığın eski devrimcilerin yaşadığı bir ülkede çok az sayıda dünü ve bugünü tahlil etmeye çalışan yazı ve eserler varken, yaşayıp deneyimlediklerini yazılara döküp geriye bir şeyler bırakmasını bilen Çörtük İsmet’in “THKP-C’den Kurtuluşa ve Bütün Yazılar” adlı eserlerine bir bakmak, irdelemek ve onu anlamaya çalışmak lazım..!