Söz ve Eylem’in ikinci sayısını gecikmeli olarak çıkartıyoruz. Bu gecikme için okuyucularımızdan özür dileriz. Birincisi sayıda da belirttiğimiz gibi Söz ve Eylem dergisi, Marksizm sorunları ve Marksist- Leninist teoriye yönelik saldırılar üzerine yoğunlaşacak. Komünist hareketlerin içinde bulunduğu ideolojik – politik ve örgütsel parçalanma devam ediyor. Öyle ki artık fiili anlamda dünya ölçüsünde bir Marksist hareketten söz etmek mümkün değildir. İdeolojik savrulmanın yarattığı boşlukta Marksist teorinin bütünlüğü, bozuluyor, reformizm ve anarşizm antik cephaneliğinden alınan kavramlarla Marksizm liberalize ediyor. Marx’ın “ben Marksist değilim” dediği günlerden daha beterinde yaşıyoruz. Bu ideolojik saldırının en etkili olduğu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Türkiye’de bu saldırı kahramanlık ve cesaret temasının arkasında sürdürülüyor. Böyle olunca da Marksist kavramların kirletilerek çarpıtılması sosyalist çevrelerde daha fazla kabul görüyor. Türkiye’de her şey baş aşağı durduğu gibi, kahramanlık ve cesaret ile devrimcilik, komünistlik ilişkisi de baş aşağı duruyor. “Radikallık” devrimci olmanın bir gereği değil, devrimci olmanın ölçüsü olarak görülüyor. Öyle olunca da en radikal olan, en devrimci olma ünvanını kazanıyor. Bu algının oluşmasında kendisini komünist olarak adlandıranların önemli bir payı olduğunu unutmamak lazım. Unutmamak müdahaledir. Müdahale ediyoruz. Söz ve Eylem Marksizm’e yönelik bu çok yönlü saldırıya karşı bir cephe açmaya çalışıyor. Bu kapsamda, bu sayımızda, Devrim ve Parti sorununu sınıf mücadelesinin gelişim seyri içerisinde ele almaya çalıştık. Bu cephede ilerlemek için dostlarımızın öneri ve dayanışmasına ihtiyacımız var.
Üçüncü sayıda buluşmak dileğiyle…
Kitabı .pdf Formatında İndirmek İçin Tıklayınız >
kitap02