Tarım Meslek Lisesi, özellikle bölgemize olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerine tarımın daha iyi yapılması için elemanlar yetiştirmiş bir okuldur. Çok görkemli yıllarını bizim yaşımızda olanlar bilir. Sınavla giriyorsunuz, okulu bitirince hemen iş buluyorsunuz. Tarımın günün koşullarına uygun yapılması için, bilgi birikimlerinizi gittiğiniz yerde paylaşıyor, hem kendiniz yaşamınızı sürdürürken, yaşamsal kaynak olan, tarım ürünlerinin daha çağdaş üretilmesine katkı sağlıyordunuz.. Bu yanıyla böyle….
Diğer yanıyla da, okul, eski Eğitim fakültesi; şimdiki, OMÜ İlkadım Kampüsü’nü geçip, Bafra istikametine doğru giderken, Ankara kavşağını geçince 40-50 metre ilerde, yolun sağındadır. Veterinerliğin karşısında, küçük bir koruluğu anımsatan ağaçlar içerisinde, denize sıfır bir alandadır.. Etrafında yerleşim yeri olmayan bir alandır burası…Böyle ballandıra ballandıra anlatırsak elbette birilerinin ağzının suyu akar..
Besbelli birileri böyle ballandıra ballandıra anlatmış olacak ki, haşmetpenah büyüklerimiz düşünüp taşınmışlar, bir karara varmışlar. Nasılsa ülkede tarım diye bir sorun kalmadı, çünkü tarım kalmadı…Burayı protokol camii yapalım da devlet erkanı burada namazlarını ifa etsinler…Öyle bir namaz sırasında Samsun-Sinop yolu kapanırmış kimin umurunda.. Olmazsa başka Sinop yolu yaparız demişler…Bu da bana aklıevvel, dindarlarımızı aldatmak için gibi geliyor, arkasında, büyük bir AVM söylentisi var ya neyse..
Bu konuyu bir kaç yönüyle ele alalım.. Öncelikle son yıllarda moda olan protokol camii işi.. Hani İslamiyet te ruhban yoktu? Hani Müslümanlar fakiriyle zenginiyle, yöneteniyle, yönetileniyle, aynı safları paylaşırdı? Hani Müslümanlar camilerinde tamamen eşitleniyorlardı? Ben bu durumda asıl meseleyi kendine Müslümanım diyenlere bırakıyorum. Acaba kandırılmış ve aşağılanmış hissetmiyorlar mı? Mabetlerini bile bir kaç sınıfa ayırdıklarına ne derler acaba.? Buraya gelip namaz kılmak için aracınız olmalı, başka türlü olmaz. Belki de ilerde araç modeli bile sorarlar bilginiz olsun…
Diğer yanıyla, çoğunu belki de şu anda yaşamını yitirmiş olan öğrencilerin bize dikip bıraktıkları ağaçları yok etmeye ne hakkınız var demek çok mu acımasız olur? Kim bilir diken öğrencilerin anısından çok, gölgesinde gezinenlerin anısı vardır. Ya bu yıl son mezunlarını vereceklerin anılarına ne dersiniz? Belki de onun için kazan kaldırmışlardır, okul aile birlikleriyle birlikte..Olamaz mı?. Belki de onun için okullarını vermemek için nöbet tutup direniyorlardır.
Bu eylemleriyle Samsun halkını yanına alan direnişçiler, çeşitli eylemlere öncülük ediyorlar. Yürüyüşler, basın açıklamaları, işgaller gibi. Öğrenci ve ailelerin yaptığı işgali kırmak için, çevik kuvvet devreye girip işgali kırıp, kendileri okulu işgal ettiler. Öğrenciler ve aileleri ise, demokrasi güçlerinin yardımıyla okul girişinde nöbet eylemine başladılar…Kararı kaldırmak için, açılan dava sonuçlanana dek oldu bitti olmasın diye..
Okuldaki polis işgaline tepki olarak dün akşam amfi tiyatrodan başlayıp, okul önüne kadar süren yığınsal katılımlı bir yürüyüş yapıldı. Okulun önündeki zincir sırasında işgalci polislere “Biz Çocuklarımıza Onurlu Bir Gelecek Bırakacağız; Ya Siz” sloganları atıldı.
Sonunda tertipleyenlerin eylemi sonlandırmasıyla, eylem sona erip,nöbet sürdürüldü. Oradan bir halk otobüsüyle ayrılırken aynı araca iki tanede polis bindi. Şoför polislere kalabalığın nedenini sorunca,cami yapımına karşı, eylem vardı diye yanıt verdiler. Ben ona yanlış söylüyorsun, camiye değil, okul yıkımını, protokol cami yapımını ve ağaçların yok edilmesini protesto ediyoruz, protokol cami diye bir şeye hepiniz karşı olmalısınız deyince,başta polisler olmak üzere herkes “sorma ya..her şeyin cılkını çıkardılar, camilerimizi bile bölüyorlar “ diyerek tartışma başladı. Polislerden biri” cuma namazında caminin neresinde kimin oturacağı belli artık, adam çıkıp ben her cuma burada kılıyorum, müsaade eder misin diyebiliyor artık” diyerek dert yandı.” Öyleyse sizde karşı çıkın, saldırın deselerdi, şu anda bu eylemden dolayı benim kafamı gözümü dağıtmış olacaktınız” deyince..” Ekmek parası” deyip geçiştirdi.. Ne ekmek parasıymış be arkadaş.. Uyuşturucu satarlar, ekmek parası; adam öldürürler ekmek parası; insan satarlar ekmek parası; madende dayıbaşı olurlar, ekmek parası; rüşvet alırlar, ekmek parası…Ne ekmekmiş yahu.. Sahi bu kadar kirli mi bizim ekmeğimiz?. İnsanın ekmek yiyesi gelmiyor artık. Temiz ekmek ise ulaşılır cinsten değil.
Öyleyse haydin temiz ekmek, temiz siyaset, temiz çevre için dayanışmaya..