Her an için zincirin tümünü sıkı sıkıya elde tutabilmek ve diğer halkaya geçişi esaslı bir biçimde hazırlamak amacıyla zincirin kavranacak esas halkasını bulmayı bilmek gerekir. Ancak olayların tarihsel zinciri içinde halkaların düzeni, biçimi, bağlantısı, birbirlerinden farklılıkları, bir demircinin yapmış olduğu alışılagelmiş bir zincirde olduğu gibi basit ve kolay değildir.”
Devrimci Kadro, Devrimci Parti ve Devrim Hazırlığı devrimin öznel etkeninin bel kemiğini oluşturan bu üç ana kavram bir zincirin birbirine bağlı halkalarını oluşturur. Öncelikle zinciri oluşturan bu halkalar arasındaki ilişki, öncelik sonralık sıralamasına dayalı şematik ve pasif bir ilişki değildir. Tersine birbirini koşullayan, ilerleten ve geliştiren ya da engelleyen dinamik bir ilişkidir.
Zinciri oluşturan bu halkalar arasında Parti, Marksist teorinin vazgeçilemez ilkelerinden biri olarak belirleyici bir öneme sahiptir. Zaferin olmazsa olmazıdır. Bu önemine ve her dönem mücadele içinde işgal ettiği belirleyici role rağmen devrimci parti sorunu kendiliğinden çözülemez. O ancak kendisini devrim davasına adamış öncü devrimci bir kadronun mücadelesine bağlı olarak çözülebilir. Bu durum devrimci partinin inşası hedefiyle yürütülen mücadelede yakalanması gereken ana halkanın ne olması gerektiğinin de cevabıdır.
Kadronun sahip olması gereken nitelik ve hız, bizzat görevin niteliği ve acilliği tarafından belirleniyor. Bugün sınıf mücadelesinin karşı karşıya bulunduğu en acil sorun, yaşanan ideolojik savrulmaya ve örgütsel dağınıklığa müdahale edebilecek ideolojik, politik ve örgütsel olarak donanımlı, güçlü bir devrimci merkezin yaratılmasıdır. Üstelik bu görev oldukça zor koşullar altında, burjuvazinin ve reformizmin ağır saldırıları altında gerçekleştirilmek durumundadır.
Bu noktada zorluk sadece uluslararası burjuvazinin çok yönlü saldırılarından kaynaklanmıyor. Bundan daha önemlisi Dünya komünist hareketinin yenilgiyle birlikte sürüklendiği anafordur. Yenilgiyle birlikte işçi sınıfı ile komünist hareket ayrı uçlara savruldu. İşçi hareketi deklase oldu, sınıf refleksini , umudunu ve örgütlerini kaybetti. Sınıf, bırakalım siyasal mücadeleyi, ekonomik mücadelesini yürütebilecek asgari bir bilinç ve örgütlülüğe bile sahip değildir. Komünist hareketin durumu ise daha da vahimdir. Komünist hareket bugün tarihinin hiçbir döneminde olmadığı ölçüde ciddi ideolojik, politik ve örgütsel sorunlarla karşı karsıyadır.
Devrimin karşı karşıya olduğu bu ciddi sorunlar; yenilginin izlerini üzerinden atamayan, karşılaştığı her zorluk karşısında “nesnel koşullara ve olanaksızlıklara” sığınan, burjuva saldırıyı ideolojik taviz vererek savuşturabileceğini düşünen, devrimi bugünün değil yarının sorunu olarak gören, mücadele için “uygun” koşulları bekleyen, yenildiği yere bir kez daha girme cesaretini gösteremeyen, bir ayağı komünizmde bir ayağı kapitalizmde konformist bir kadro ile çözülemez. Bu tarz bir kadronun mevcut kafa karışıklığını daha da büyüttüğü, umutları kırdığı ve devrimci niteliği törpülediği son otuz yılın deneyimiyle sabittir.
Sınıf hareketinin karşı karşıya bulunduğu ve aşmak zorunda olduğu bu ağır tablo devrimci kadro niteliğini de belirliyor. Kendini teorik olarak geliştiren, var olan sorunlar ve onların çözüm yolları üzerine kafa yoran, araştıran, inceleyen, sınıfa gitmenin yeni yol ve araçlarını arayan, yaşamını devrimci mücadelenin önceliklerine göre yeniden düzenleyen, yoğunlaşmış mücadelenin gerektirdiği disiplin, özveri, feragat, davaya adanmışlık, kararlılık ve sabır, devrimin bugünkü kadro tipinin öne çıkan özellikleridir.
Sınıf mücadelesi hiçbir durumda sıfırdan başlamıyor. Bu anlamda teorik ve pratik deneyime sahip bir kadro birikimi mevcuttur. Sorun çeşitli nedenlerle birbirinden kopmuş, savrulmuş olan bu kadronun bir araya getirilmesi, devrimci sınıf savaşının önceliklerine göre yeniden biçimlendirilerek konumlandırılmasıdır. Şüphesiz bu yeniden biçimlenme ve konumlanma ancak devrimci mücadele içerisinde gerçekleşebilir. Kadro yukarda belirtilen nitelikleri bu mücadele içinde kazanabilir ve geliştirebilir. Onları bireysel özellikler olmaktan çıkartarak birbirini tamamlayan kolektif ve bürokratizme olanak tanımayan dinamik bir yapıya, bir yoldaşlık ilişkisine dönüştürebilir.
Ancak bu niteliklere sahip bir kadro sınıf mücadelesinin önündeki ağır sorunları çözerek mücadeleyi bir sonraki halkaya taşıyabilir; komünistlerin birliği sorununu devrimci bir niteliğe yükseltebilir ve kendini parti olarak örgütleyebilir.